Proje Başlat
+90 216 906 13 00
STUDIA HAUS Blog Detay
Yaşlı ve Engelli Dostu İç Mekan Tasarımı

Tasarımın Sosyal Sorumluluğu

 

Mimarlık ve iç mimarlık yalnızca estetik bir arayış değil; aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Özellikle yaşlı bireyler ve engelli bireyler için mekânların erişilebilir olması, onların yaşam kalitesini doğrudan etkiler. Ancak erişilebilirlik sadece bir rampa veya geniş kapıdan ibaret değildir. Bu anlayış, bireyin kendini güvende, bağımsız ve değerli hissetmesini sağlayacak bir yaşam alanı oluşturmaktır.

Yaşlı ve engelli dostu iç mekan tasarımı, hem fonksiyonel hem psikolojik hem de kültürel ihtiyaçları gözeten çok katmanlı bir yaklaşım gerektirir. Bu yazıda, bu tür yaşam alanlarının nasıl planlanması gerektiğini ve hangi detayların fark yarattığını detaylı olarak inceleyeceğiz.

 

Demografik Gerçeklik: Yaşlanan Nüfus ve Artan İhtiyaç

 

Dünya genelinde yaşlı nüfus artarken, şehirleşme ve bireyselleşme yaşlı bireylerin yaşam alanlarını daha çok yalnız sürdürmesine neden oluyor. Türkiye’de de 65 yaş üstü bireylerin oranı hızla yükseliyor. Bu durum, konutların, sosyal alanların ve sağlık hizmetlerinin yeniden düşünülmesini zorunlu kılıyor.

Benzer şekilde engelli bireylerin de toplumsal yaşama eşit katılım hakkı, Anayasa ve Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış durumda. Tüm bu gelişmeler, mimari pratiklerin kapsayıcı bir tasarım diline evrilmesini zorunlu kılıyor.

 

Erişilebilirlik Nedir, Ne Değildir?

 

Erişilebilirlik, bir yapıya fiziksel olarak ulaşabilmekten çok daha fazlasıdır. İç mekânlarda hareket özgürlüğü, güvenlik, görsel ve işitsel algı kolaylığı gibi faktörler de bu kavrama dahildir.

Sadece erişilebilir değil, yaşanabilir mekânlar tasarlamak gerekir. Bir mekân, teknik olarak erişilebilir olabilir; ancak bireyin psikolojik olarak orada varlık gösterememesi, mekânın tasarım anlamında eksik kaldığını gösterir.

 

Yaşlı Dostu Mekânlarda Dikkat Edilmesi Gereken Unsurlar

 

1. Düşük Zemin Eşikleri

Zemin geçişleri, yaşlı bireyler için en yaygın düşme nedenlerinden biridir. Tüm geçişlerde sıfır kot farkı veya çok düşük eşik tercih edilmelidir.

 

2. Tutunma Barları ve Destek Elemanları

Banyo, tuvalet, yatak çevresi gibi alanlarda destek barları konumlandırılmalıdır. Bu barlar, paslanmaz çelik veya kaymaz kaplama ile ergonomik tasarlanmalıdır.

 

3. Yumuşak ve Kaymaz Zeminler

Seramik gibi kaygan yüzeyler yerine, kaymaz vinil, doğal taş veya dokulu ahşap malzemeler tercih edilmelidir. Halılar ise sabitlenmeli veya kullanılmamalıdır.

 

4. Yeterli Aydınlatma ve Gölge Kontrolü

Görme kapasitesi yaşla birlikte azaldığı için aydınlatma çok önemlidir. Sarı ışık yerine doğal beyaz ışık tercih edilmeli, yatak odası ve banyo gibi alanlarda sensörlü aydınlatma sistemleri kullanılmalıdır.

 

Engelli Dostu Tasarımda Fonksiyonel Detaylar

 

1. Kapı Genişlikleri ve Dönüş Alanları

Tekerlekli sandalye kullanıcıları için kapı genişliği minimum 90 cm olmalı, odalarda en az 150 cm çapında serbest dönüş alanı bırakılmalıdır.

 

2. Mutfak ve Banyo Adaptasyonları

· Tezgah yükseklikleri 85 cm’ye indirgenmeli, altı boş olmalı.

· Lavabolar alçaltılmalı ve kol altına girecek şekilde olmalı.

· Ayna eğimli monte edilmeli.

· Yüksek raflardan kaçınılmalı, sık kullanılan ürünler kolay erişilebilir yerlere konumlandırılmalı.

 

3. Zemin Yönlendirme ve Titreşimli Uyarı Sistemleri

Görme engelliler için kabartmalı yönlendirme şeritleri, işitme engelliler için ise titreşimli zil ve alarm sistemleri önerilir.

 

Teknolojik Destek: Akıllı Sistemlerin Entegrasyonu

 

Günümüzde akıllı ev sistemleri, yaşlı ve engelli bireyler için hayat kolaylaştıran çözümler sunuyor.

 

· Sesle kontrol edilen aydınlatma ve perdeler,

· Akıllı acil durum butonları,

· Uzaktan kumandalı priz sistemleri,

· Görüntülü zil ve interkom gibi sistemler, bireyin bağımsız yaşamını destekler.

 

Bu teknolojiler, özellikle yalnız yaşayan bireylerde güvenlik hissini artırır ve yaşam kalitesini yükseltir.

 

Psikolojik Boyut: Mahremiyet, Özerklik ve Aidiyet

 

Tasarımda göz ardı edilen ama en önemli unsurlardan biri de kullanıcının kendini evinde hissetmesidir. Özellikle engelli bireylerde sık karşılaşılan durum, “hastane tipi” çözümlerle dekore edilmiş steril ve ruhsuz yaşam alanlarıdır.

 

Oysa:

· Kişisel eşyalarla bütünleşmiş,

· Renk, desen ve doku açısından sıcak,

· Kapsayıcı ama standartlaştırılmamış iç mekânlar,
kullanıcıda aidiyet duygusu oluşturur. Bu da hem psikolojik iyilik halini hem de sosyal katılımı olumlu yönde etkiler.

 

Kamusal Alanlarda Uyumlu Tasarım

 

Evler kadar, kafeler, kamu binaları, hastaneler, otobüs durakları gibi alanlar da erişilebilir olmalıdır. Universal design (evrensel tasarım) ilkelerine göre geliştirilen iç mekânlarda şu prensipler geçerlidir:

 

1. Herkesin kullanabileceği açıklık ve erişim

2. Kullanımda basitlik ve sezgisellik

3. Fiziksel çaba gerektirmeyen sistemler

4. Bilgiye eşit erişim (sesli-görsel uyarılar)

 

Türkiye ve Dünyadan Uygulama Örnekleri

 

TOGEM Projesi, Türkiye

Yaşlı bireylerin bağımsız yaşayabileceği örnek dairelerde ergonomik mutfaklar, geniş dönüş alanları ve yerden aydınlatmalar kullanıldı.

The Maggie’s Centre, İngiltere

Engelli bireyler için doğal ışık, yön bulmayı kolaylaştıran mimari akış ve rahat erişimli danışma alanları ile psikolojik destek amaçlandı.

Autonom’Inn, Fransa

Yaşlı bireyler için tasarlanan akıllı yaşam kompleksi; teknoloji, ergonomi ve doğal tasarım unsurlarını birleştirerek model teşkil etti.

 

Erişilebilirlik Lüks Değil, Hak

 

Yaşlı ve engelli bireyler için iç mimari, toplumsal eşitlik ilkesinin somut yansımasıdır. Bu yalnızca bir tasarım tercihi değil, temel bir hak ve sosyal sorumluluktur. Estetik, fonksiyon ve empatiyi bir arada barındıran çözümler sayesinde herkes için kapsayıcı yaşam alanları mümkündür.

Unutmayalım: Herkes için tasarlanan bir dünya, herkes için daha yaşanabilir bir dünyadır.

 

Seni geri arayacağız Projenizi detaylı inceleyelim